in

Cahit Sıtkı Tarancı’nın Ölüm Korkusu

Cahit Sıtkı Tarancı Ölüm Korkusu
Cahit Sıtkı Tarancı Ölüm Korkusu

Cahit Sıtkı Tarancı’nın Ölüm Korkusu ve Ölümü

Cahit Sıtkı Tarancı’nın yaşadığı ölüm korkusu hayatının merkezi olup onu her alanda etkilemiştir. Bu korkunun sık sık şiirlerinde yansıması, korkuyu istemsizce yöneldiği bir zaafa çevirmiş olma olasılığını düşündürüyor bana. Bu ölüm korkusu dediğimiz böylesine etkilemeseydi Tarancı’yı, bu konuda bu denli başarılı şiirler verebilir miydi acaba?”

-Pervam yok verdiğin elemden;
Her minnet kabulüm, yeter ki
Gün eksilmesin penceremden!”
-Cahit Sıtkı Tarancı
(Gün Eksilmesin Penceremden şiiri, tamamını yazının sonunda bulabilirsiniz.)

Diye söz ettiği dizelerde yaşadığı günlerinin elinden alınmasını kabullenmek istemediğini ve hayatının sonu olacak olan ölüm dışında bütün her şeyi kabul edebileceğini dile getirmiştir.

Yine ölüme değindiği “Ölüm Tehlikesi” şiirini okuduğumda, ölümün yanı sıra güven eksikliği ve hayatta sürekli tedbir alınması gerektiği konularına yer vermiştir, bu konulara yer vermesinin temelinde yatan duygu yine ölüm korkusu olduğu için, tabi ki yine ölüm korkusunu baskın bir şekilde şairin bu şiirinde de hissediyoruz.

Yaşamın zorluklarından dolayı sürekli ölümü düşündüğü, korktuğu bu ölüm ile 13 Ekim 1956’da Viyana Avusturya’da tanışmıştır. 46 yaşında ağır hastalık nedeniyle hayatını kaybetmiştir. Yani hayatı boyunca zaten onunla var olmuş olan ölüm elbette ki hayatının da son olmuştur.

Cahit Sıtkı Tarancı Ölüm Döşeğinde
Cahit Sıtkı Tarancı Ölüm Döşeğinde

Son vakitlerinde Tarancı Orhan Veli Kanık’tan bahsederek sürekli
“Orhan’ı unuttunuz beni de unutursunuz”
diyormuş.

Cahit Sıtkı Tarancı’dan Ziya Osman Saba’ya Bir Not;

“Yaşamakla ölmek arasında ter döken bir adam olduğumu yakından bilirsin.”

Cahit Sıtkı Tarancı'dan Osman Saba'ya
Cahit Sıtkı Tarancı’dan Osman Saba’ya…

Etkisini Görebileceğimiz En Bilindik Şiirleri

Ölüm

I
Sözünde durmadı mavi gökler;
Gün kararıyor gitgide ölüm.
Akşam yeli nedameti söyler;
Nedamet yer etti bende ölüm.

Ne yapsam, gün doğmuyor gönlümce;
Sudur akar kendi bildiğince,
Hangi pencereye koşsam gece;
Gitmiyor bu can bu tende ölüm.

Ne vefasız geçmişten hayır var,
Ne gelecekler imdada koşar,
Çoktandır tekneyi aldı sular;
Çoktandır ümitler sende ölüm.

II
Ek kurumaz menbai sükûtun,
Işığı güneşten zinde ölüm,
Altında su alçalan bulutun.
Sendedir umduğum müjde ölüm.

Aynada zifiri bir gecedir,
Bütün zulüm bu suçsuz kalbedir,
Sabır tespihim kopmak üzredir.
Ne gün kalkacak bu perde ölüm?

Ne gün aslına dönecek bu ten?
-Tas, toprak, çiçek, su veya maden-
Ruha ebediyeti vadeden
Efsanevi yalan nerde ölüm?
-Cahit Sıtkı TARANCI

Otuz Beş Yaş
Yaş otuz beş! yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Gözünün yaşına bakmadan gider.

Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Benim mi Allahım bu çizgili yüz?
Ya gözler altındaki mor halkalar?
Neden böyle düşman görünürsünüz,
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?

Zamanla nasıl değişiyor insan!
Hangi resmime baksam ben değilim.
Nerde o günler, o şevk, o heyecan?
Bu güler yüzlü adam ben değilim;
Yalandır kaygısız olduğum yalan.

Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız;
Hatırası bile yabancı gelir.
Hayata beraber başladığımız,
Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir;
Gittikçe artıyor yalnızlığımız.

Gökyüzünün başka rengi de varmış!
Geç farkettim taşın sert olduğunu.
Su insanı boğar, ateş yakarmış!
Her doğan günün bir dert olduğunu,
İnsan bu yaşa gelince anlarmış.

Ayva sarı nar kırmızı sonbahar!
Her yıl biraz daha benimsediğim.
Ne dönüp duruyor havada kuşlar?
Nerden çıktı bu cenaze? ölen kim?
Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar?

Neylersin ölüm herkesin başında.
Uyudun uyanamadın olacak.
Kimbilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak,
Taht misali o musalla taşında.
-Cahit Sıtkı TARANCI

Memleket İsterim

Memleket isterim
Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun;
Kuşların çiçeklerin diyarı olsun.

Memleket isterim
Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun;
Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.

Memleket isterim
Ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun;
Kış günü herkesin evi barkı olsun.

Memleket isterim
Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun;
Olursa bir şikâyet ölümden olsun.
-Cahit Sıtkı TARANCI

Gün Eksilmesin Penceremden

Ne doğan güne hükmüm geçer,
Ne halden anlayan bulunur;
Ah aklımdan ölümüm geçer;
Sonra bu kuş, bu bahçe, bu nur.

Ve gönül Tanrısına der ki:
– Pervam yok verdiğin elemden;
Her mihnet kabulüm, yeter ki
Gün eksilmesin penceremden!
-Cahit Sıtkı TARANCI

Ölüm Tehlikesi

Hızla geç kalabalık caddeden;
Şoför milletine güven olmaz.
Çabucak sapıver sokağına;
Akşam karanlığı tekin değil.

Durma çal evinin kapısını,
Taş düşebilir komşu duvardan.
Ben geliyorum demez ki ölüm
Kaza belâ adım başınadır
Kişi evde gerek akşamları;
Ölürse helâlleşerek ölür.
-Cahit Sıtkı TARANCI

What do you think?

Bir yanıt yazın

GIPHY App Key not set. Please check settings

32 Comments

Müzik Ruhun Gıdası Mıdır Bu Söz Kime Aittir

Müzik Ruhun Gıdası Mıdır ? | Bu Söz Kime Aittir ?

Farkında Yaşamak

Farkında Yaşamak | Neyin, Ne Kadar Farkındasın ?