Basım Sanatı (Matbaa)nın Doğuşu ve Gelişimi | Basım Sanatındaki Teknik Gelişmeler
Basım Sanatı (Matbaa)nın Doğuşu ve Gelişimi
İlk insanlar bile meramlarını anlatmak veyahut bir maksat ifade etmek zarureti hissettiklerinden, yaşadıkları mağaraların duvarlarına etraflarında gördükleri hayvanların, bitkilerin resimlerini çizerek dileklerini, isteklerini ifade ederlerdi.
İlk insanların duyduğu bu ihtiyaç, tarihi devirler değiştikçe artarak tekâmüle doğru gitmiş ve bir takım işaretler ve resimlerden bir yazı şekli olan «Hiyeroglif» meydana gelmiştir.
Bu işaretler, ilk devirlerde kil çamur üzerine, birtakım kalıplarla basılmak veyahut çizilmek suretiyle tespit edilmiş ve bu çamur kitlesi pişirilerek dayanıldı bir şekle konulmuştur. Bu devre, “Blok Devri” denilmektedir.
Basım, mürekkeplenen bir levha veya kalıbı kâğıda, kumaş üzerine ve çeşitli materyaller üzerine bir metnin, bir resmin suretlerini çıkarma, bunları çoğaltma sanatıdır.
Kelime ve resimlerin mekanik olarak mürekkep kullanılarak çoğaltılmasıdır. Baskı genellikle az miktarda kopya yerine çok miktarda çoğaltma şeklindedir. Medeniyet ve kültür önemli ölçüde basılmış bilgilere dayandığı için, baskı önemli bir sanayi dalıdır. Önceleri bir sanat olarak telakki edilmekteydi. Bugün hala bu görüşte olan kimseler vardır.
Basım, yalnızca bir metni ya da resmi çoğaltma ile sınırlı değildir. Kitap, gazete ve dergi dışında kâğıt para, afiş, posta pulu, duvar kâğıdı, ambalaj kâğıdı, kutu, hatta kumaş gibi çeşitli yüzeylerin üzerine görüntü ve sözcükleri aktarmak, basımın kapsamına girer. Basılmış ilk metin 9. yüzyılda Çinliler tarafından ksilografya yöntemi ile yani yontulmuş ya da kazılmış tahta levhalar yardımıyla gerçekleştirilmişti. Teknolojik gelişmelere paralel olarak basım teknikleri de köklü değişimler geçirmiştir.
Basımın ana ilkesi, oldukça sert bir baskı kalıbının izini, kendinden daha yumuşak ve düz bir yüzeyin üzerine çıkarmaktır. Matbaanın icadından çok evvel bazı ülkelerde mekanik baskı ve çoğaltma usulleri kullanılmakta olduğundan, basımın evrimini bu usullere göre dönemlere ayırmak gerekmektedir.
Bu dönemler;
- Damga dönemi
- Blok dönemi
- Müteharrik harf dönemidir.
Daha sonra XV. yüzyılda Gutenberg’in matbaayı icadıyla, modern basım döneminin temelleri atılmış olmaktadır.
26 Yazı ve resimlerin çoğaltılması işlemlerinin hepsine birden “Matbaacılık” denir.
İlk yazı çoğaltmaları, silindir biçiminde kalıplar ve damgalar aracılığı ile balmumu ve kil üzerine yapılmıştır. Ayrıca ilk zamanlarda ağaçlarla ve madeni aletlerle oyulmuş tuğlalardan faydalanılmıştır.
Baskı (basım), daha sonra Çin’de oyulmuş tahta levhalarla yapılmıştır. Düz yüzeyli tahta bir levha üzerine önce dua veya ferman yazılır, yazıyı çevreleyen tahta kazınır, yazı kabartma olarak kalırdı. Daha sonra mürekkep sürülen bu tahta levha üzerine pirinç kâğıdı yerleştirilerek baskı yapılırdı.
Çin Kuo adında bir Çinli doktor, kitabında ayrık harflerin Pi Çing tarafından bulunduğunu yazar. Bu harfler önce pişirilmiş topraktan yapıldı, sonra kurşun ve bakır kullanıldı. Long-Hi ansiklopedisinin basımı için ayrı ayrı 250 bin harf kazımak gerekiyordu.
Matbaacılık Avrupa’da hemen gerçekleşmedi. XV. yüzyılda tahta levhalar üzerine kazı kalemleriyle yapılan, sanat değeri taşıyan “oymaların doğuşu ve yaygınlaşmasıyla 25 Lâtin harfini ayrı ayrı oyma fikri ortaya çıktı. Bu şekilde ayrık harfler birleştirilerek kelimeler, satırlar, sayfalar yapıldı. Baskıdan sonra sayfanın harfleri dağıtılarak, aynı harfler başka baskı sayfalarının yapımında kullanıldı.
Belirli harfleri karıştırarak, çok sayıda basım yapmak usulü olan Tipografi basım tekniği ortaya çıktı. 29 Aynı harfleri veya basımevi harflerini Hollandalı Lourens Coster’in bulduğu sanılır. Lourens Coster, tahta üzerine ayrık harfler oyarak bunları birleştirdi ve sayfanın iki yüzü de basılı, içinde alfabe, pazar duası, havarilerin dini ilkeleri bulunan 8 sayfalık bir kitap basmıştır.
Gutenberg’in matbaayı buluşunun Avrupa’ya yayılış tarihi olan XV. yüzyılın sonlarından, zamanımıza kadar geçen ve çeşitli teknik gelişmeler ve aşamalar geçiren uzun dönem, genellikle “Modern Basım Çağı” olarak nitelendirilmektedir. 37 Türkiye’ye Türkçe baskı yapan ilk matbaanın girişi, padişah III. Ahmet zamanında, aslen Macar olan İbrahim Müteferrika sayesinde olmuştur. Onu 28 Çelebizade Sait Efendi ve Sadrazam Nevşehirli İbrahim Paşa desteklemiştir. Şeyhülislam Abdullah Efendi’nin fetvasından ve III. Ahmet’in fermanından sonra, “Darüttıbaa” demlen basımevi İstanbul’da İbrahim Müteferrika’nın konağında kurulmuştur. Dizgiye 1727 yılında başlanmıştır. 1729 yılında ilk Türkçe kitap basımı gerçekleşmiştir (Vankulu Mehmet Efendi’nin, “Kitab-ı Lugât-ı Vankulu” adlı eseri).
İkinci büyük basımevi 1796 yılında Hasköy’de Mühendishanede, devletin yardımı ile hendese hocası Abdurrahman Efendi’nin nezaretinde kurulmuştur. Bu basımevi I. Dünya Savaşı’na kadar çalışmasını sürdürmüştür. 1802 yılında Üsküdar’da yine aynı kişinin nezaretinde 3. basımevi açılmıştır. Bu basımevi yeterince geliştikten sonra genel yayınlara başlamıştır. 1831 yılında Takvim-i Vakayi gazetesini basmak üzere bir basımevi daha kurulmuştur. 1840 yılında Abdülmecit’in izniyle özel basımevlerinin kurulması teşvik edilmiş, bundan sonra birçok özel basımevi kurulmuştur. 1864 yılında Darüttıbaa ile Takvim-i Vakayi basımevleri birleştirildi. 1901 yılında kapatılan bu basımevi II. Meşrutiyet’ten sonra tekrar açıldı. Cumhuriyet devrinde önce “Milli Matbaa” daha sonra “Devlet Matbaası” adım aldı. 1939 yılında M.E.B. emrine verildi. Son yıllarda geliştirilerek büyük ve mükemmel bir basımevi haline getirildi. Ankara’da Başbakanlığa bağlı üç basımevi olan Devlet Matbaası, Askeri Matbaa ve Maarif Matbaası birleştirildi.
Basım Sanatındaki Teknik Gelişmeler
Basımın en ilkel örneği sayılabilecek bir uygulamayı günümüzden 2800 yıl kadar önce Sümerlerde ve Mezopotamya kentlerinde görüyoruz. Bu toplumlar, silindir biçimindeki bir kalıbı balmumu ya da kil üzerinde yuvarlayarak, kalıptaki yazı ya da şeklin bir örneğini balmumu ya da kilin üzerine çıkarmayı biliyorlardı. Daha sonra Çin’de tahtadan oyulan kalıplarla basım yapıldığı ve 11. yüzyılda tahtadan tek tek oyulan harflerin basımda kullanıldığı biliniyor. Ne var ki, bin kadar harf ve işaretten oluşan Çin alfabesi basım tekniğinin gelişmesi için hiç de uygun değildi. Tahtadan oyulan harflerle yapılan basım 15. yüzyılda Avrupa’da resimlerin tahta kalıplara oyulması yoluyla yapılan gravür basımın öncüsü olmuştur. Dünyadaki hızlı teknik-gelişmeler diğer bütün alanlarda olduğu gibi basım ve basım öncesi makine ve malzemelerini de etkilemektedir. Bunun sonucunda verim ve üretim miktarı artmakta, seçenekler genişlemekte ve kalite yükselmektedir. Baskı, endüstrinin değişik branşlarındaki gelişmeleri yansıtan değişik bir işlemdir (elektronik, kimya, makine, metalürji sanayileri gibi). Son yıllardaki elektronik ve bağlı olarak bilgisayar teknolojisinin baş döndürücü gelişimi, basım sanayisinde takip edilebilmesi oldukça güç yenilikler yaratmıştır. Basım işlemindeki bu yeniliklerin oluşumundaki en büyük dürtü reklam tanıtım sektörünündür. Bu gelişme, mesajların iletilmesi ile birlikte yaratılmasına da çok büyük üretkenlik sağlamaktadır. Gazete yayıncılığında kullanılan baskı teknikleri ilk yıllardan günümüze kadar teknolojik gelişmelere paralel önemli gelişmeler göstermiştir.
GIPHY App Key not set. Please check settings
102 Comments